*

İhsan Oktay Anar Amat

İletişim Yayınları, İstanbul 2009 s.35-36

“Keskin nişancı olduğunuz için mevcudu bulunduğunuz ortadan seçilen sizler, artık bu geminin tüfenkçilerisiniz,” dedi. “Gecenin bu saatinde kibar adamlar yalılarda, köşk­lerde ve kasırlarda uyuyup rüyalarında cariyelerin peşlerin­de koşarlarken sizler, uyanık olarak buradasınız. Çünkü kan dökülmesi gerekiyor. Dilerim ki, dökülen sizin kanınız olmaz. Biliyorum ki, döktüğünüz kanı siz değil, yalılarda yaşayan ve şiir yazıp sizi hakir gören nazik adamlar içecek­tir. Kostantiniye nin kibar insanları kanla beslenir, ama siz değil! Bu yüzden siz onlardan temizsiniz! Ancak kan gö­rünce bayılan ve vahşetten nefret eden bu beyzadeler, sizle­ri daima ayaktakımı olarak gördüler ve göreceklerdir. Onla­rın ruhlarının ve vicdanlarının temiz olması için, bizzat siz­ler, ellerinizi çamura sokacaksınız. Getirdiğiniz ganimetin neredeyse hepsi, bu kibar efendilerin kesesine girecektir. Ocağımızın kanunu odur ki, onların içmesi için sadece kan dökmeyecek, ayrıca şu koca Kostantiniye nin sokaklarında dönüp sizin suratınıza bile bakmadıkları zaman onlara ta­hammül de edeceksiniz! Şairler mersiye, destan, gazel yaza­cak. Ne ile mi? Mürekkeple değil elbette! Kanla yazacaklar ve ünlerini ebediyete kadar sürdürecekler! Sizden istenen de bu: Kostantiniye ye kan getirin!”

Tüm İhsan Oktay Anar alıntıları