“Kâğıt ve Bisiklet”ten Tanrım, her şeyi duyuyordum, duymamak için içimdeki o ânı.
“Aya Saranda Taraflarından Esen Rüzgâr”dan Durup seyre dalsa denizi hiçbir şarkı gelmez aklına Bir çocuk ki kendisini avutacak şarkıları öğrenmeden üzülmüş-
“Devremülk”ten Aslanın karın ağrısını bahane ederek ot yediği, Eşeğin et istediği devir bu mu – Selamünaleyküm.
[…] Bırak kurt kemirsin seni Mademki kurdun dişine göresin. […]
Sesler Ölüler tik-tak sesleri çıkarırlar Yaşayanların kalp atışlarıyla doldurdukları yeri ölüler bir saatin tıkırtılarıyla doldururlar Yaşlı, yorgun hastaların hırıltılarıyla doludur saatler Saatler ki odaların tüm ışığını emer Ve bir ses, bir ses ki etsiz kemiksiz Tüm böylesi sesler gibi uzaktan, çok uzaklardan Bir ses ki ışığın çekildiği havzayı doldurur Bir ses ki insan cismine çarpınca […]
Şeysiz Çocuklar Hayır, bu yalan olamaz! Bir bu geceye ben de çıktım bir bu yıldızlardan ben de sebeplendim ayrılabiliyordu şey çocuklardan çocuklar şeysiz kalıyordu şeysiz kalan çocuk çürümek için bir yer arıyordu. Çocuklar kuşkulardan sonrayı bekliyordu hangi umut bir kuşkudan sonra çürüsün şeysiz kalmış çocuklar seviniyordu. Ufukta bir kımıltıya kurban kesilirken çocuklar çürümek için yer […]
“Hap”tan Bazı sözler doğru olmasına doğrudur ama altlarında bir şey gizledikleri ya da bir şeyin açığa çıkmasına mani oldukları için aynı zamanda yalandırlar. Gerçeği söylemeyi deneyebilirsiniz, sizi tutan yok. Bazı şeyleri gizlemeden gerçek diye bir şey mümkünse, buyrun söyleyin. Hem sonra, gerçeğin değil, tüm gerçeğin bir anlamı vardır. Tüm gerçeği anlatabilmek ise beceri işidir, her hangi bir gerçekle […]