“Ada”dan Anlamaktan sonra gelen bir hal vardı: Kavramak. Anladığının bütün ağırlığını beyninde duymak, ellerinde, kollarında, damarlarında duymak.
“Ada”dan İnsanın içine hiçbir elin uzanmağa hakkı yok, olmamalı.
“Avından El Alan”dan Deniz, çoğu zaman, balıkçıyı kollar, kayırırdı. Balıkçı ise işinin rast gittiği bu zamanları denizden değil, kendi baktının açıklığından bilir, usta denizci olmasına verir, övünürdü. Deniz, kişioğlunun kimi şeyi anlamamakta gösterdiği direnimi bilirdi, kendisine göre alıklık olan şeyin, kişioğlunda neredeyse zeyreklik sayıldığını bilirdi. Bilenler, susar.
“Ada”dan Sanki başkalarının varlığı, uzaktan da olsa kendini sezdirmedikçe Andronikos, bir türlü rahat edemiyor. Kendilerinden uzaklaşmak için de olsa başkalarının varlığı gerek bu yalnızlığına.