“Bellek Funes”ten Sadece tür simgesi olan köpek’in birbirine benzemez, çeşitli boy ve bosta bir sürü köpeği kapsadığını kavramakta zorlanıyordu; üç on dörtte (yandan) gördüğü köpeğin üçü çeyrek geçe (önden) gördüğü köpekle aynı adı taşıması fikri de onu rahatsız ediyordu. Çev. Fatih Özgüven
“Döngüsel Yıkıntılar”dan O anda, düşleri oluşturan tutarsız, sersemletici maddeyi işlemenin bir insanın üstlenebileceği en güç iş olduğunu anladı; daha üst ve daha alt düzeydeki kastların tümünün sırlarına erse bile; kumdan bir ip örmekten ya da rüzgârın olmayan yüzünü mühre kazımaktan daha zorluydu. Çev. Tomris Uyar
“Döngüsel Yıkıntılar”dan Dokuz-on gece sonra, buruk bir duyguyla, öğretisini ses çıkarmadan benimseyen öğrencilerden hiçbir şey bekleyemeyeceğini, buna karşılık kendisine ara sıra da olsa karşı çıkmayı göze alanlardan bir şeyler bekleyebileceğini anladı. Birinci kümedekiler, sevgiyi ve yakınlığı hak etseler de birey katına yükselemezlerdi asla; ikinci kümedekilerse az da olsa daha önemli bir varoluş-öncesi dönemdeydiler. Çev. Tomris […]
“Don Quixote Yazarı Pierre Menard”dan Ün, anlaşılmamanın bir türü, belki de en kötüsüdür. Çev. Fatih Özgüven
“Don Quixote Yazarı Pierre Menard”dan “Aslında giriştiğim iş zor değil,” diye yazıyordu mektubunun başka bir yerinde. “Yalnız sona erdirmek için keşke ölümsüz olabilseydim.” Çev. Fatih Özgüven