*

Oruç Aruoba

94

Tümceler, Oruç Aruoba

Cemal süreya için Bir şairin gözleri kapanınca dünyada görülecek şeyler azalır. 11 ocak 1990

Metis Yayınları, İstanbul 1999, s. 31
91

Yürüme, Oruç Aruoba

tek bir anlamlı bütün – bir kişi – olarak, tek bir yerde duramayız bir türlü – çeşitli parçalara bölünmüş, bazen dağınık, bazen toparlanarak, ama hep yeniden dağılarak, birkaç koldan ilerlemeye çalışırız. Tek bir yön tutturamamış olmanın acısını çekeriz hep, ama, aslında, o `tek` yön, olsaydı – bulunsa, bulunabilseydi – sonumuz olurdu.

Metis Yayınları, İstanbul 1996 s. 37
90

Yürüme, Oruç Aruoba

Ötekilere dürüst davranmaya çalıştığımızda bile, bir şey yapmaya çalışmakta olmak, gelir dikelir dürüstlüğümüzün üstüne – akbaba gibi… Dürüstlüğümüz bile, zaten, bir hoştur!

Metis Yayınları, İstanbul 1996 s. 35
89

Yürüme, Oruç Aruoba

Yolcuya, yürünmeden, “yardım” edilemez. – Duran, yürüyeni anlayamaz. Yol üstünde tek “yardım” yolu, yürümektir. “Yardım” yoktur zaten: Ya, yerleşen kişi için, yanına yerleşmek, ya da, yürüyen kişi için, yanında yürümek – bakşa “yardım” yolu yok…

Metis Yayınları, İstanbul 1996 s. 118
88

Yürüme, Oruç Aruoba

Yolu, yürüyen bilmez; açan bilir.

Metis Yayınları, İstanbul 1996 s. 113
87

Yürüme, Oruç Aruoba

Yola çıkan kişi nereye ulaşabileceğini, ancak yürüyüp, yolu aşıp, vararak bilebilir – yol, yürünmeden, bilinmez… Kendi yönünü bulamayan kişi için, ‘yol’ yoktur- bir sürüklenmedir bütün `yürüme`si… Kendi yolunu bulamayan, bütün yolları boşuna yürür.

Metis Yayınları, İstanbul 1996 s. 105