Zavallı adam, dedim kendi kendime, içinde kötülük yok, küstahlık yapmak istemediği de açık, tuhaflıklarının elinde olmadığı da görünüşünden besbelli. Bana...
Hem ayrıca, bu dünyada bir zamanlar bir Rembrandt'ın, bir Beethoven'in, bir Dante'nin, Bir Napoleon'un yaşadığı hakkında en ufak bilgisi...
Peki ama, yok edilmeye değecek önemi nereden geliyordu Nuri'nin? İşte bunu bekçi bilemezdi; Belki o, sonu sonsuza dayanan bir yok etme tasarısının...
Ay her yerde aynı şey. O beni birçok yerlerde gördü, ben de onu... O benim kendisine böyle mütemadiyen başka başka yerlerde görünmeme hayret etmiyor, hâlbuki...
İnsan aklı kurmaya öylesine heveslidir ki, kulenin katlarını çıktıktan sonra temelinin nasıl atıldığını görmek için onu yeniden yıktığı çok olmuştur.
Bu fikir yakınlığı, her noktada aynı şekilde düşünmenin neticesiydi; gerçi bunda, bir tarafın fikrini kabul edip kendisine mal etmeye diğer tarafın evvelden...
Seninle hiç şöyle uzun boylu konuşamadık evladım... Yazık!
Mühimce mevkilere geçen adamların esaslı âdetlerinden biri de galiba eski -ve kendilerinden geri kalmış- arkadaşlarına karşı gösterdikleri bu biraz...
Fare, "Ah be!" dedi. "Gün geçtikçe küçülüyor dünya. Önceleri amma da büyüktü, korkumdan atıldım ileri, koştum; uzaklarda iki yanda uzanan...
[...] İnsanlar nedense daha ziyade bulacaklarını tahmin ettikleri şeyleri araştırmayı tercih ediyorlar. Dibinde bir ejderhanın yaşadığı bilinen bir kuyuya...